Fiskosta.com | Kadına dair her şey & Erkeklerin de ilgisini çekebilir Sağlık, güzellik ve moda alanında güncel konuların yer aldığı sitemizden ayrılamayacaksınız. 
Aşkın ne olduğu ya da olabileceği konusunu bir yana bırakarak hızlıca giriş yaparsak, her romanda/öyküde bir aşk motifi olmalı mıdır, kısaca bunu irdeleyelim.
İçeriği, tekniği, yapısı ne olursa olsun, roman/öykü/şiir türlerinde öyle ya da böyle bir aşk motifi muhakkak işlenir.
Bunun istisnai durumları da yok değildir.
Ömer Hayyam şiirlerinde hangi aşkı işlemektedir?
Tasavvufi eserlerdeki aşk ögeleri aslında neye değinir?
Peki, sanatsal bir eserde, hele edebiyatsa bunun adı, aşk alt temasına pek de öyle yönelinmemesi düşünülebilir mi?
Parodi – Bunları da Kör’dü Türkiye’de aşk!
Emre Karadağ’ın Parodi’sinin bir siyasi mizah eseri olduğunu biliyoruz.
Aşk temasının işlenmesine engel midir bu, hayır?
Peki aşk teması işlenmiş midir? Anlayışa göre değişir.
Hızlı bir geçişle diyebiliriz ki şiire, tiyatroya, romana; manevi değerlere, vatana, topluma derin bağlılık, mizahın incelikli ve dolambaçlı hiciv yollarında gizli tutulmuştur, yalnızca yürümeyi bilenler yürüyebilsin, görmeyi bilenler görebilsinler diye.
Kitaba dair daha ayrıntılı bilgi için Emre Karadağ Parodi İncelemesi yazımızı okuyabilirsiniz.
6’da sanat aşkı
6’da o bildiğimiz aşklar, sevdalar ne gezer!
Babanın üvey, annenin öz kızına tutkulu ve hastalıklı bağlılıkları, yine baba karakterinin bağımlılıkları aşkın hangi yönünü anlatır bize?
Müziğe, şiire, resme, filme nasıl bir ilgi gizlenmiştir kitabın satırları arasına?
Dahası, kitaptaki simetrik ve ters simetrik olan, altı rakamı üzerine kurgulanan yapı bizatihi roman/öykü aşkının (kitabın yalnızca bir kitap olmadığının) en aleni göstergesi değil midir?
İşte bunlar iyi irdelenmelidir.
Daha ayrıntılı bir inceleme yazısı için Emre Karadağ 6 Çözümlemesi yazımızı okuyabilirsiniz.
Leylâ’ya Mektuplar’ın satır arası aşk motifleri
Gelgelelim, Leylâ’ya Mektuplar’da ilk bakışta alışılagelmiş görünen aşk/sevda motiflerinin derinine inildiğinde tasavvufi bir aşkın karşımıza çıkıyor olması…
Kişinin sevdiğinde yine kendini buluyor olması… (Leylâ’ya Mektuplar derken Mecnun’un Leylâ’sı kastedilmiş olabilir mi acaba?)
Hem platonik, hem mistik hem de sadistik bir ilginin izlerine rastlanılması…
Kapağında anılan Leylâ adının, kitabın içeriğinde karşımıza hiç çıkmaması…
Nasıl yorumlamalı, hangi, ne tür bir aşka yormalı bunları?
Siz yoksa Leyla isimli bir kadına yazılan duygu yüklü aşk mektupları bulmayı mı bekliyordunuz?
Daha ayrıntılı bir inceleme için Emre Karadağ Leylâ’ya Mektuplar yazımızı okuyabilirsiniz.
