Anasayfa / Edebiyat / Tuba Yaşamöyküsel Bir Karalama İncelemesi | Emre Karadağ
Emre Karadağ'ın Tuba romanı
Tuba romanı

Tuba Yaşamöyküsel Bir Karalama İncelemesi | Emre Karadağ

Benimle aynı isme sahip olan bu kitabı okumamak ve tanıtmamak olmazdı.

Kitabın ismi: Tuba – Yaşamöyküsel Bir Karalama.

Yazarı: Emre Karadağ

Türü Biyografik Roman

Modern roman olarak nitelendiriliyor.

Tuba’yı neden okumalıyım?

Bana farklı pencerelerden bakış açısı sunsun.

Klasik edebiyattan sıkıldım. Aynı romanlar, benzeri içeriklerle karşılaşmaktan yoruldum.

Mitolojiyi ve mitolojik göndermeleri severim. Ayrıca kutsal kitaplara her zaman merakım vardır.

Aşkı seviyorum ama var mı bana farklı bir aşk hikayesi anlatabilecek?

Hüzünlendirsin, güldürsün, düşündürsün, çaresiz bıraksın ve başa döndürsün.

Bir kitap okuyayım, beni birkaç adım yukarı çıkarsın.

Diyen herkes bu kitabı okumalı ki en sonunda da birbirinin benzeri onlarca kitap okudum ama bir Tuba etmedi dedirtsin.

Ben okudum, ne anladıysam ve sizin için bir fikir olsun diye kendi inceleme yazımı hazırladım. Eminim sizler de çok farklı yorumlar getirip, manalar çıkarabileceksiniz.

Tuba Romanı İncelemesi

Aşk, hüzün ve eğlence ancak bu kadar güzel kaynaşabilir. Bir aşk hikayesi var. Tam şöyle duygusal bir şeyler hissedecekken her nasıl başarıyorsa sizi bol bol güldüren bir aşk hikayesine dönüşüyor. Yani klasik aşk motifleri içerisinde kendinizi kaybedemeyeceksiniz. Aşkı bulmaya çalıştığınız satırlar ince ince nüktelerle döşenmiş. Aşka yeni bir bakış açısı var.

3 kutsal kitaba ve Sümer mitolojisine vurgu yapılmış. Ana başlıklarda Yaradılış, kovulma gibi ibareleri gördüğünüzde anlayacaksınız zaten.

Bir kitapta kaç tane anlatıcı olur sizce? Çok şaşırtıcı ama 4 tane anlatıcı var.

  1. Kitabın ismini aldığı kişi Tuba
  2. Yazar
  3. Tanrısal varlık
  4. Okuyucu

(Benim sayabildiğim bu kadar.)

Yok artık bu kadar da yeter , bu kitabı kaç kişi anlatıyor diye kızacakken size bir soru soruluyor.

Bu kitabın anlatıcısı kim?

a) Ben

b) Yazar

c) Bir üçüncü kişi

d) Doğaüstü bir başka kişi

e) Hepsi

f) Hiçbiri

g) Ne önemi var ki

Evet, kitabı okurken sizler de kitabın anlatıma dahil oluyorsunuz. Çok şaşırtıcı değil mi? Bilmediğim bir kitabın konusunu ben nasıl yazıyorum dediniz mi? Evet okurken bir noktadan sonra kitabı kendinizin anlattığını göreceksiniz.

Kalın, italik ve düz şekillerde yazılmış iç içe girmiş cümlelerle karşılaşacaksınız. Kim konuşuyor diye yadırgarken birden kendinizi hikâyenin içinde bulacak ve bir çırpıda okuyacaksınız.

Sık sık Habil ve Kabil hikayesine vurgu yapılıyor. Eğer bilmiyorsanız, önce Habil ve Kabil hikayesini öğrenmenizi tavsiye ederim.

Siz Tuba’nın hikayesini okurken birde kardeşinin dünyasına açılacaksınız. Orada sizi çok renkli bir karakter bekliyor.

Bir tredmana yer verilmiş. Tredmanla da kardeşin korkularına, kaçmak istediği her şeye ve geçmişine vurgu yapılmış.

Kardeşin dünyasında sık sık geçen karga, gölge, polis ve mezar gibi motifler hep karşınıza çıkıyor. Bu yüzden okurken bu motifleri aklınızda tutun. Bunlar simgesel olarak yine kardeşin korkularını yansıtıyor. En dikkat çekici olan motif gölge hem ablayı, hem kendisinin korkularını ve Hain ve Kain’deki kardeşi simgeliyor.

“Belki her şey koca bir yalandır ya da bir rüya ya da bir kısmı böyledir. Belki öyle biri hiç yoktur, böyle biri de! Benimdir belki yaratan onu ve kendimi!” Satırlarıyla karşılaştığınızda şüpheye düşüyor ve yoksa bir kardeş yok mu diyorsunuz ve artık kardeşten pek de bahsetmediğini görüyorsunuz. Tredmandaki gölge ve adam motiflerinde olduğu gibi bir bütünleşme hissi uyandırıyor ve kardeş ve abla tek bir kişi mi diyorsunuz? Kitabın sonundaki mezar kazma motifinde bu sorunun cevabını buluyorsunuz.

Bu arada okuyucuya sık sık da derkenar tutturuyor.

Kitabın son kısmında meseller bulunuyor. Bu meseller Süleyman Meselleri’nden alıntılar yapılarak harmanlanıyor ve çağrışım yapılıyor.

Meseller bölümünün 2 özelliği var.

1-Kendi içinde her mesel bir mesaj veriyor.

2- Her mesel kitaptaki bölümlere çağrışım yapıyor.

Yani meselleri okurken kitabın içindeki önemli noktalara dönüş yapacaksınız.

Mitolojide geçen Sisifos’un hikayesine yapılan çağrışımlar da kitapta çok önemli bir yer kaplıyor. Biliyorsunuz Sisifos tanrılar tarafından cezalandırılıyor ve büyük bir kaya parçasını tepenin doruğuna yuvarlamakla görevlendiriliyor. Kaya elinden boşandığında en baştan başlıyor. Yani Sisifos boş çabalar vererek başa dönüp asla sonuca ulaşamıyor. Bir kısır döngü yaşanıyor.

Kitapta da kısır döngü işleniyor. Bu kısır döngüyü hem yapısal olarak hem de içerikde bulabiliyoruz. Tekrar edilen şiirlerdeki dizeler kısır döngüyü gösteriyor. Diğer taraftan da hem de Tuba’nın hayatındaki kısır döngüye şahit oluyoruz.

Çok güzel ve başarılı bir eser olmuş. Belki de tür ve yapı olarak bir örneği yoktur.

Sizlerin de keyifle okuması dileğiyle… 🤗

Yazar Tuba KARADAĞ

Fiskosta.com'un sizlerle olabilmesi için yorum ve desteklerinizi bekliyoruz. Lütfen yazılarımızı sosyal ağlarınızda paylaşın. Sevgiler. :)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir